Cennetin çöküşü
1 sayfadaki 1 sayfası
Cennetin çöküşü
Pek çok tanrı cennette yaşarken hepsinin söz hakimiyeti yoktu yönetimi üstünde. İlk yaratılanlar hep söz söyleyen kişiler olmuşlardı ancak diğer tanrıların adı onlardan çok bilinirse her zaman altta bir yerde sakladıkları noralar ile tapınakları yağmalamışlardı. İsimleri tarih kitaplarına unutulmuş mitolojik karakterler olarak geçecekti. Zira inananları bile onları unutup yok olmaya terk edecekti.
Talihin Şanslı Yedi tanrısı savaş dönemlerinde her zaman en çok duyulanlar olmuştur. Pek çok farklı duygudan ortaya çıkmış yedi tanrı insanlara umut vermek üzere şanslarını değiştirmek için doğmuşlardı. Savaşın yok ettiği duyguları ve insanları dünyaya geri bağlamak için.
Talihin Şanslı Yedi tanrısı savaş dönemlerinde her zaman en çok duyulanlar olmuştur. Pek çok farklı duygudan ortaya çıkmış yedi tanrı insanlara umut vermek üzere şanslarını değiştirmek için doğmuşlardı. Savaşın yok ettiği duyguları ve insanları dünyaya geri bağlamak için.
Geri: Cennetin çöküşü
Konseydeki insanlar her zamankinden sessizdi. Yüzleri görünmeyen tanrılar konuşacakları konuyu açmaya bile çekinir olmuştu. Hepsinin başında duran Amaterasu ve Susan'o bu sessizliği korurken sonunda bozmaya karar veren kara zırhı içerisinde duran savaş tanrısı olmuştu.
Herkes onun ayağa kalkamasının anlamını biliyordu, zira yer altına gidip annesi ile görüşmeyi arzuluyordu bunca zamandır. Kılıcını Amaterasu'ya sunup;
-Abla, size saygım sonsuz ancak varlığımız vaktinde eğer ki kendimizi dünyaya bağlayacak isteklerimizi gerçekleştiremezsek bizlerin yaşamasının değeri nedir?
Amaterasu her zamanki gibi yüzünü kimseye göstermeden sadece bolca pudralanmış dersinin alnının altındaki güneş gibi yanan gözlerini erkek kardeşine dikmişti yelpazesinin ardından;
-Bizler dileklerden doğarız. Eğer bir değer biçeceksen babamızın yarattıklarını öldürmeye değil yaşatmaya çalış.
Amaterasu Susan'o'nun doğasını hiç bir zaman sevmediği bilinen bir gerçekti. Susan'o insanların savaşmaya ve öldürmeye de ihtiyaç duyduğunu savunurken Amaterasu onlara mükemmel dünyayı verebileceğini söylüyordu.
Ablasının sözlerine karşılık olarak genç adam kılıcını geri beline takıp ayağa kalkmıştı. Onun ayaklanmasıyla eski dostu olan Bishamon'da aynı şekilde ayaklanmıştı. Babasını çok seven Toyotama-hime de aynı şekilde ayağa kalkmış ve onun arkasına geçmişti. Genç adam derin bir nefes aldıktan sonra;
-Mükemmellik sadece sizin gayeniz. İnsanlar tek değildir, farklı hisleri içinde taşırlar. Babamın emanetleri de bunu söyler bize!
Şiddetli sözlerinin ardından ilk defa Amaterasu ayağa kalkıp yelpazesini kapamıştı. Onun ayağa kalkmasıyla kedi tanrı ve yaşlanamanın tanrısı arkasına geçip başlarını eğmişlerdi. Sonrasında güneş gözlü kadın diğer tanrılara bakıp;
-Ben Takamagahara'yı yöneten ve yer yüzünü aydınlatanım. Annemiz bize ölümü verdi, dehşeti verdi. Onu yerin altından çıkarmana izin verilmedi, zehrini vücuduna bulaştırıp bu kutsal topraklara hazineler olmadan geri dönemezsin.
Susan'o sinirlenmişti ancak yumruğunu olabildiğince sıkıp gözlerini tekrar ablasına diktikten sonra kızgın bir gülümsemeyle;
-O zaman bende Yata Aynası, Tomoe ve Kusanagi'yi alana kadar cennete geri gelmem.
Bunun sonrasında yedi şans tanrısı ve diğer dostları kendini maymun tanrının bulutunda bulmuştu. Cennetten sürülmüşlerdi.
Herkes onun ayağa kalkamasının anlamını biliyordu, zira yer altına gidip annesi ile görüşmeyi arzuluyordu bunca zamandır. Kılıcını Amaterasu'ya sunup;
-Abla, size saygım sonsuz ancak varlığımız vaktinde eğer ki kendimizi dünyaya bağlayacak isteklerimizi gerçekleştiremezsek bizlerin yaşamasının değeri nedir?
Amaterasu her zamanki gibi yüzünü kimseye göstermeden sadece bolca pudralanmış dersinin alnının altındaki güneş gibi yanan gözlerini erkek kardeşine dikmişti yelpazesinin ardından;
-Bizler dileklerden doğarız. Eğer bir değer biçeceksen babamızın yarattıklarını öldürmeye değil yaşatmaya çalış.
Amaterasu Susan'o'nun doğasını hiç bir zaman sevmediği bilinen bir gerçekti. Susan'o insanların savaşmaya ve öldürmeye de ihtiyaç duyduğunu savunurken Amaterasu onlara mükemmel dünyayı verebileceğini söylüyordu.
Ablasının sözlerine karşılık olarak genç adam kılıcını geri beline takıp ayağa kalkmıştı. Onun ayaklanmasıyla eski dostu olan Bishamon'da aynı şekilde ayaklanmıştı. Babasını çok seven Toyotama-hime de aynı şekilde ayağa kalkmış ve onun arkasına geçmişti. Genç adam derin bir nefes aldıktan sonra;
-Mükemmellik sadece sizin gayeniz. İnsanlar tek değildir, farklı hisleri içinde taşırlar. Babamın emanetleri de bunu söyler bize!
Şiddetli sözlerinin ardından ilk defa Amaterasu ayağa kalkıp yelpazesini kapamıştı. Onun ayağa kalkmasıyla kedi tanrı ve yaşlanamanın tanrısı arkasına geçip başlarını eğmişlerdi. Sonrasında güneş gözlü kadın diğer tanrılara bakıp;
-Ben Takamagahara'yı yöneten ve yer yüzünü aydınlatanım. Annemiz bize ölümü verdi, dehşeti verdi. Onu yerin altından çıkarmana izin verilmedi, zehrini vücuduna bulaştırıp bu kutsal topraklara hazineler olmadan geri dönemezsin.
Susan'o sinirlenmişti ancak yumruğunu olabildiğince sıkıp gözlerini tekrar ablasına diktikten sonra kızgın bir gülümsemeyle;
-O zaman bende Yata Aynası, Tomoe ve Kusanagi'yi alana kadar cennete geri gelmem.
Bunun sonrasında yedi şans tanrısı ve diğer dostları kendini maymun tanrının bulutunda bulmuştu. Cennetten sürülmüşlerdi.
Geri: Cennetin çöküşü
Susan'o'nun cenneti terk etmesiyle geri yerine oturması bir olmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra yelpazesini bir kaç defa sallamıştı genç kadın ancak nefes alış verişlerini, kaşlarının seyirmesini gören herkes anlardı ki onun siniri geçmemişti.
Uzun kırmızı tırnakları ile yeniden açtığı yelpazesini ardındaki gözleri eşliğinde tanrı Ranmaru ve onun yanındaki kedi tanrıyı işaret etmişti;
-Şans tanrılarının cesetlerinin tapınaklarında sallanışını görmek istiyorum.
Bunun üzerine henüz düşmemiş sakallara sahip Ranmaru sadece başını eğmişti ancak Neko-Kami başını sağa ve sola çevirip;
-Bunu yaparsak kirleniriz. Dünyada hala yüzlerce felaket tanrısı var onları kullansak ya nya?
Ranmaru derin bir nefes verdikten sonra;
-İzanami-Sama'nın yanına gidip kutsallığının bozulmaması için kirlenmeliysem bu benim için onur olacaktır.
Amaterasu ikisininde söylediklerini dinledikten sonra Neko-Kami'ye başıyla onay vermişti belli belirsiz bir şekilde. Onu gören sadece Yato-No-Kami ve Kofuku olmuştu. Sonrasında Ranmaru'ya dönüp;
-O zaman birilerinin Yamata No Orochi'ye yardım etmesi gerekecek. Tomoe henüz ortaya çıkmadı. Yüz yılda bir tane çıkar ve ölür. Nereye koyduğunu hatırlıyorsundur umarım.
Sözlerinin ardından Ranmaru gülümsemiş ve kendinden emin bir tonla;
-Şüpheniz olmasın. Onu geçenlerde Yamata no Orochi'yi sakladığım dağın yamacında gömdüm. Ne yol vardır ne de başka bir şey. Son gidişimde de kontrol etmiştim. Hala yerli yerindeydi, Hiden'e şu vakitler göçmüştür diye tahmin ediyorum. Ayrıca cahil bir köylüydü Tomoe. Bir mücevher olması için asırlar geçmeli.
Sözleri biterken Amaterasu gülümsemiş veyılan tanrıya dönmüştü;
-Yabancı'nın durumu nedir?
Yılan tanrı önünde eğilmiş ve en az Ranmaru kadar kendinden emin bir şekilde;
-Unutulmuş bir kasabada. Fuji dağının eteklerinde yok olmaya bırakıldı dilediğiniz gibi. Mabedimi de parçalamam yüzünden aklı başında hiç bir tanrı oraya girmeye cesaret edemeyecektir; zira etseler de bozulmuş bir karma onları bekliyor olacak.
Amaterasu başını eğerek konseyin toplandığı yerden çıkarken peşinden hızla koşan Ebisu aynı onun gibi yelpazesini açıp kadının kulağına fısıldamıştı;
-Harmoni ejderi uyandı ancak bir felaket tanrısının elinde. Beklenebilecek en iyi sonuç buydu, zira asla kutsayamayacak sahibini.
Bu sözleri duyduktan sonra kadının ayakları adeta dans eder gibi hareket etmeye başlamıştı. Planları her zamankinden iyi gidiyor gibi görünüyordu. Tek yapması gereken bir kaç yıl daha beklemekti. Sonrasında Susan'o ona yalvararak geri dönecekti. Aşkı ve kardeşi.
Uzun kırmızı tırnakları ile yeniden açtığı yelpazesini ardındaki gözleri eşliğinde tanrı Ranmaru ve onun yanındaki kedi tanrıyı işaret etmişti;
-Şans tanrılarının cesetlerinin tapınaklarında sallanışını görmek istiyorum.
Bunun üzerine henüz düşmemiş sakallara sahip Ranmaru sadece başını eğmişti ancak Neko-Kami başını sağa ve sola çevirip;
-Bunu yaparsak kirleniriz. Dünyada hala yüzlerce felaket tanrısı var onları kullansak ya nya?
Ranmaru derin bir nefes verdikten sonra;
-İzanami-Sama'nın yanına gidip kutsallığının bozulmaması için kirlenmeliysem bu benim için onur olacaktır.
Amaterasu ikisininde söylediklerini dinledikten sonra Neko-Kami'ye başıyla onay vermişti belli belirsiz bir şekilde. Onu gören sadece Yato-No-Kami ve Kofuku olmuştu. Sonrasında Ranmaru'ya dönüp;
-O zaman birilerinin Yamata No Orochi'ye yardım etmesi gerekecek. Tomoe henüz ortaya çıkmadı. Yüz yılda bir tane çıkar ve ölür. Nereye koyduğunu hatırlıyorsundur umarım.
Sözlerinin ardından Ranmaru gülümsemiş ve kendinden emin bir tonla;
-Şüpheniz olmasın. Onu geçenlerde Yamata no Orochi'yi sakladığım dağın yamacında gömdüm. Ne yol vardır ne de başka bir şey. Son gidişimde de kontrol etmiştim. Hala yerli yerindeydi, Hiden'e şu vakitler göçmüştür diye tahmin ediyorum. Ayrıca cahil bir köylüydü Tomoe. Bir mücevher olması için asırlar geçmeli.
Sözleri biterken Amaterasu gülümsemiş veyılan tanrıya dönmüştü;
-Yabancı'nın durumu nedir?
Yılan tanrı önünde eğilmiş ve en az Ranmaru kadar kendinden emin bir şekilde;
-Unutulmuş bir kasabada. Fuji dağının eteklerinde yok olmaya bırakıldı dilediğiniz gibi. Mabedimi de parçalamam yüzünden aklı başında hiç bir tanrı oraya girmeye cesaret edemeyecektir; zira etseler de bozulmuş bir karma onları bekliyor olacak.
Amaterasu başını eğerek konseyin toplandığı yerden çıkarken peşinden hızla koşan Ebisu aynı onun gibi yelpazesini açıp kadının kulağına fısıldamıştı;
-Harmoni ejderi uyandı ancak bir felaket tanrısının elinde. Beklenebilecek en iyi sonuç buydu, zira asla kutsayamayacak sahibini.
Bu sözleri duyduktan sonra kadının ayakları adeta dans eder gibi hareket etmeye başlamıştı. Planları her zamankinden iyi gidiyor gibi görünüyordu. Tek yapması gereken bir kaç yıl daha beklemekti. Sonrasında Susan'o ona yalvararak geri dönecekti. Aşkı ve kardeşi.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz