Fırtınaya giden yol [Altemur]

Altemurun canı sıkkındı, hem kendi hatası yüzünden hem de Jafar'ın hissettirdikleri yüzünden. Bir Shinki ile Tanrısının arasında ilginç bir bağ bulunuyordu. Shinki'nin hisleri , yani jafar'ın hissettiği ve düşündüğü şeyler tanrısına yani Altemur'a farklı formlarda iletiliyordu. Bu yol arkadaşlığından farklı bir şeydi. Gerçek bir yoldaşın yapması gerekenlerin tek taraflısıydı. Bir çeşit yoldaşlık bağı. Eh seyahat tanrısından da daha azı beklenemezdi zaten. Jafar'ın düşünceleri onun kalbini acıtıyordu. Büyük ihtimalle o da üzgün hissediyordu. Kalbi kırılmak deyimini anlamıştı Altemur, yüzünde buruk bir gülümseyle. Jafar insan formuna geçtiğinde de müthiş bir baş ağrısı vurmuştu Altemur'u. Seni sapık yolunu kaybetmiş gezgin! Ah, bu gerçekten sıkı bir darbeydi. Neyse ki daha sonraları azalmıştı.

Bishamon jafar'a şöyle bir bakmış ve üstün körü övmüştü. Ah Bishamonten, eğer Jafar'ın yeteneği görseydin böyle demezdin. Hiç üstün körü geçmezdin. Altemur için bu çok ilginç bir yetenekti. Kurtarıcılığın temeliydi o. Eh bununla biraz olsun gururlanmak onun hakkıydı sonuçta. Kazuma ile eğitim ha ? O Bishamonten'in klan lideriydi sanırım. Altemur çok iyi hatırlamıyordu ama eğitim iyidir. En azından aralarındaki bağı öğrenmeliydi Jafar. Bishamonten aslanına tapınağa bakmasını mı söylemişti, öyle bir şey demişti fakat Altemur o sırada eğitimi düşündüğünden çok duyamamıştı. Fakat Jafar'ın aslanın konuşmasının normalliğini sorması onu kendisine getirmişti : Sıradan bir aslan değil, o da bir shinki. Sadece senin hançer formun var onun aslan formu var. Tabii Altemur bu işlerin üstadı değildi fakat herhalde bu basit bir açıklama şekliydi. Yani Altemur öyle umuyordu. Altemur cevap verirken Bishamon yere oturmuştu. Yorgun muydu? Yoksa farklı bir şey mi vardı? Altemur merak etmiyor değildi. Bishamon derin bir nefes alıp konuşmaya başlamıştı. O anlatırken Altemur bir elini Jafar'ın omzuna koyacaktı sanki onu korumak istermiş gibi. İçgüdüsel bir şeydi aldığı haberlere reaksiyon olarak. Yukarıda işler karışıyormuş. Defalarca reenkarne olabilen güçlü tanrılar bile korkuyorsa Altemur bu habere nasıl bir tepki verebilirdi ki? Neyse ne demişti içinden, inceldiği yerden kopsun. Bir durumun içinde bir şeyler düşünürüm. Evet Bunlar Altemur'un ilk fikirleriydi. Çok ilerisini düşünmezdi. Geçmişe de bakmazdı. İkisi de bir gezgine uygun değildi. Yolda dikkati dağılabilirdi bir gezgin bunlarla ilgilenirse. Mantar, şey evet bir de mantar belası vardı sırtında. Kutsal su mu lazımdı onun için? Altemur bir cevap verecekti Bishamon'a : Şans tanrıları ha ? Eh onlardan biri olma şansına sahip olduğum için ben de potansiyel bir suçlu muyum? Yoksa 7 şans tanrısından savaşçı tanrıça Bishamon ile vakit geçirdiğim için mi suçlu olacağım? Neyse ne, bir tapınağı bile olmayan benim için cennetteki işler o kadar da önem arz etmiyor Bishamon, fakat şu mantar için yanında bir şey var mı? Açıkçası planlarımın arasında böyle bir şey kapmak yoktu ama işte bilirsin hayat hep plana göre gitmez. O yüzden arada serbest bırakmak lazım bünyeyi. Öhm şey şimdi sen ne durumdasın ve sana nasıl yardımcı olabilirim?

Bishamon'la konuşurken Ketsuen güneşin kendini gizlediğini görmüştü. Hava iyice kararmış ve sonrasında da oldukça şiddetli bir yağmur başlamıştı. Hava zaten kararmak üzereydi ancak bu sefer güneşin son ışıklarını kapatan şey bulutlar olmuştu. O sırada Altemur tepesinde sarı bir bulut görmüştü.